Bugün: 30 Ekim 2024 Çarşamba

GENEL

Ankara’nın başkent oluşunun 100'üncü yılı! Ankara neden başkent oldu? Ankara'dan önce başkent neresiydi?


Ankara’nın başkent oluşunun 100'üncü yılı! Ankara neden başkent oldu? Ankara'dan önce başkent neresiydi?

13 Ekim 1923 tarihinde Ankara, başkent olarak ilan edildi

5,70 B
 Ankara’nın başkent oluşunun 100'üncü yılı! Ankara neden başkent oldu? Ankara'dan önce başkent neresiydi?
13 Ekim 1923 tarihinde Ankara, başkent olarak ilan edildi. Bugün, Ankara'nın başkent oluşunun 100'üncü yılı. Ankara nasıl başkent oldu? Ankara'dan önce başkent neresiydi? Ankara ne zaman başkent oldu? sorularının cevaplarını ve kısa Ankara tarihini sizler için derledik. Kurtuluş Savaşı Döneminde AnkaraŞehir, coğrafi olarak Anadolu’nun ortasında, demir yolu ile İstanbul’a ulaşılabiliyor, Batı Cephesine yakın ve halkın millî mücadele yanlısı olma gibi başlıca sebeplerle Ankara ili Türk Kurtuluş Savaşı’nda merkezî bir yer oldu. 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, şehri Anadolu'daki direniş hareketinin yönetimi olan Heyet-i Temsiliye’nin merkezi olarak seçti. İstanbul’un İngilizler tarafından işgal edilmesi nedeniyle Meclis-i Mebûsan feshedilip, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi kuruldu. Kurtuluş savaşı döneminde en kritik ve yoğun savaşlara sahne olan Ankara’da 23 Ağustos – 13 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi sonucunda Yunan birlikleri püskürtüldü. Polatlı yakınlarında meydana gelen zorlu muharebe Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olmuş, Mustafa Kemal Atatürk ünlü “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır” sözünü bu sırada söyledi. Birkaç hafta sonra Fransa ile yapılan Ankara Anlaşması ile, Türk-Fransız ihtilafı sona erdi. Kurtuluş Savaşı sonucu toprakları üzerindeki egemenliğini kanıtlayan Türkiye, 1922 Lozan Barış Konferansı ve 1923 Lozan Antlaşması ile uluslararası toplulukta millî sınırlarını tescilledi ve bağımsızlığını onaylattı. "Ankara Türkiye'nin başkenti olacaktır" İstiklal Savaşı'ndan itibaren Türkiye topraklarının büyük bölümü Anadolu'dan ibaret kalmıştı. Mustafa Kemal Paşa başkanlığındaki, Heyet-i Temsiliye ve daha sonra açılan Büyük Millet Meclisi de ülkeyi fiilen buradan yönetmişti. Mücadelenin başarıyla sonuçlanmasından sonra, devletin değişen yapısı ve politikasıyla birlikte başkent de değişti. Yeni devletin merkezi için, Mustafa Kemal Paşa ilk işareti 23 Eylül 1923 tarihinde Gazeteci Hans Lazar'a verdiği demecinde "Ankara Türkiye'nin başkenti olacaktır" diyerek vermişti. "Türkiye Devleti'nin dini, din-i İslamdır; resmi dili Türkçedir; makamı Ankara şehridir." Lozan Antlaşması'nın imzalanmasından sonra 9 Ekim'de İsmet İnönü ve arkadaşları tarafından TBMM'ye sunulan tek maddelik tasarıyla başkentin değiştirilmesi teklif edilmişti. 13 Ekim 1923 günü oy çokluğu ile kabul edilen tasarı kanunlaşmış 1924 Anayasası'nın 2.Maddesinde şöyle yer almıştı: "Türkiye Devleti'nin dini, din-i İslamdır; resmi dili Türkçedir; makarrı Ankara şehridir." Bu karar, ülke içinde ve dışında büyük yankılara sebep oldu. Bir kısım aydın ve muhalif devlet adamları ile gazeteciler karara tepki göstererek eleştirilerde bulundular. Basında aylarca bu konu tartışıldı ve yazılar kaleme alındı. Daha ilgi çekici olansa özellikle Avrupa Devletleri'nin karara karşı tutumlarıydı. Devletler hukukuna göre elçiler atandıkları ülkenin başkentinde oturmak zorundaydılar. Fakat İstanbul'dan ayrılmak istemeyen başını İngiltere'nin çektiği devletler, Ankara'nın başkent oluşunu bir türlü kabullenemiyorlardı. Hatta İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon, "Majesteleri Hükümeti, her halükarda Ankara'ya bir Büyükelçi göndermemeye kararlıdır." Diyor ve İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiser Vekili Mr.Henderson da "Ben bugünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iki yıllık ömrü olacağını ve Ankara'nın da iki yıl başkent kalacağını sanıyorum. İstanbul'un çekim gücü büyüktür, ama Türk hükümetini tekrar boğaz kıyısına çekebilmek için iki yıldan fazla zaman geçebilir" diyerek elçi gönderilmemesini istiyordu. Ortaya çıkan bu durum, İngiltere yanında yer alan, İtalya ve Fransa ile birlikteTürkiye arasında diplomatik krize dönüştü.1925 yılına kadar devam eden karşılıklı notalardan sonra büyükelçilerin Ankara'ya taşınmaları zamana bırakıldı. Geçen zaman içinde yabancı devletler birer ikişer Ankara'ya taşınmaya başladılar. 1928 yılına gelindiğinde İtalya, Almanya , ve son olarak İngiltere'de yeni başkent kararına direnmekten vazgeçerek, büyükelçilik binalarını Ankara'ya naklettiler. Bu durumu, dönemin İngiliz Büyükelçisi Sir George Clerk, Londra'ya gönderdiği raporla şöyle açıklıyor:"Ankara artık kesinlikle Türkiye'nin başkentidir ve kardiplomatik gitgide buraya temelli olarak yerleşmektedir,İkametgahların elektirik, yol, su, gaz gibi maddi şartları artık İstanbul'daki kadar iyidir,hatta daha da iyidir...." Diyerek son durumu özetliyordu. Ankara’nın Başkent Olma SebepleriŞehrin sahip olduğu jeopolitik, coğrafik ve stratejik konumu.Anadolu’nun tam ortasında yer alması sebebiyle askeri ve siyasi yönden güvenli bir konumda bulunması.Demiryollarının buradan geçiyor olması.Ülkenin her yeriyle haberleşme imkânına sahip olması.Kurtuluş Savaşı’nın yönetildiği şehir olan Ankara’nın, yeni devletin başkenti olmaya hakkı olduğu düşüncesi.Ankara halkının milli mücadeleye ve Kuva-i Milliye ruhuna verdiği manevi destek.27 Aralık 1919 günü Sivas’tan Ankara’ya gelen Temsil Heyeti’ne Ankara halkının göstermiş olduğu ilgi ve alaka.