Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" kapsamında çeşitli etkinlikler düzenliyor. Bu kapsamda, Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı ile Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi iş birliğiyle, Hasanoğlan Kadınlar Lokali üyelerine yönelik "Kil ile Sanat Terapisi Atölyesi" gerçekleştirildi.
ABB, kadınları desteklemeye devam ediyor. Atölye boyunca katılımcılar, kilin doğası, şekillendirme teknikleri ve yaratıcı süreç hakkında bilgiler edindiler. Psikologların eşliğinde kendi eserlerini tasarlayan kadınlar, keyifli vakit geçirmelerinin yanı sıra sanatsal üretimin bir parçası olmanın mutluluğunu da yaşadılar.
Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Kadın ve Aile Şube Müdürü Özlem Süreyya Karaman, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nü çok önemsediklerini belirterek, "Bugün Hasanoğlan Kadınlar Lokali üyelerimiz için özel bir etkinlik düzenledik. Daha önce hiç müzeye gitmemiş, herhangi bir kültürel etkinliğe katılmamış üyelerimizi tercih ettik. Ankara'nın çeşitli yerlerinde özellikle kırsal kesimde yaşayan kadınlarımıza yönelik etkinlikler ve faaliyetler gerçekleştirdik. Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların psikolojik ve sosyal gelişimine katkıda bulunmaya devam ediyoruz. Bu yüzden kadın lokali üyelerimizi çeşitli dönemlerde bu tür aktivitelerden faydalandırıyoruz." dedi.
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi Eğitim Sorumlusu Ayça Özen, sosyal sorumluluk anlayışı çerçevesinde kırsal bölgelerde yaşayan kadınlara yeni beceriler kazandırmayı hedeflediklerini belirtirken, "Kırsaldaki kadınların kültürel olarak desteklenmesi amacıyla güzel bir proje yürütüyoruz. Kadın Danışma Merkezinden gelen psikologlar eşliğinde sanat terapisi ve kil çalışması gerçekleştirdik. Kırsal kesimden müzelere erişimi olmayan kadınlar için de müze gezisi düzenledik." diye konuştu.
Atölyede gerçekleştirilen kil çalışmasının duygusal terapi yöntemi olarak önemine de değinildi. Ankara Büyükşehir Belediyesi Kadın Danışma Merkezi Psikologu Ceylan Tekin Köse, sanat terapisinin bireylere duygusal, fiziksel, biyolojik ve ruhsal olarak destek sağladığını vurgulayarak, "Kil atölyesi ile birlikte insanlar, kile dokunarak, şekil vererek ve yaratıcılıklarını ön plana çıkararak çocukluklarında oynadıkları o çamur dokusunu tekrardan hatırlıyorlar. Bu süreçte, duygusal olarak kendilerini daha iyi hissediyor ve duygularını dışa vurma aracı olarak kullanıyorlar. Katılımcılar ile kendilerinin güçlü kaynakları ve içsel kaynakları üzerine konuştuk. Eğer rengi veya şekli olsaydı, neye benzerdi, bir kokusu olur muydu? Bunları hayal etmek istiyoruz. Daha sonra, kil ile birlikte o güçlü yanlarını ortaya koyabilecekleri eserler ortaya çıkarıyorlar ve o eserleri evlerine götürüyorlar." bilgilerini paylaştı.
```
